Havaya cemreler, içime hüzünler düşüyor bugünlerde!
Bahar’ı en derinden hissetmek varken,
Sonbahar’ın gittikçe grileşen, ağaçları öldüren, yaprakları döken, güneşi küstürüp, karanlıkları çöktüren bir virüsü yayılıyor içimde.
Ahmet Kaya çalıyor kulaklarımda, bir “yakarım geceleri” diyor, bir “yitirdim bahçeleri”…
Sahi insanın içindeki bahçeleri yitirmesi ne acı..
O bahçeler değil midir içinde yeşilliği, kuş seslerini, çocuk koşuşturmalarını, salıncakları, uçurtma uçurmaları barındıran?
Sonbahar çöküyor,
Umut beslemek varken, her yeni sigaramda biraz daha katran biriktiriyorum içimde…
Umutlarımı toprağa gömdüm,
Uzandım üzerine,
Gittikçe grileşen içimde şarkılar mırıldandım,
“Denizlerde dalgalandım taşları oymak için
Doruklara sevdalandım ışığa doymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için
Şarkılar gelir geçer bir heceden bir heceye
Yüreğim yare yare yankılanır bin acıya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Ahmet Kaya”
Sonbahar’ın her bir yağmur damlası toprağı doyuruyor,
Gömdüğüm umutlarımı filizlerindiriyordu,
Ben bilmeden…
Bir gün…
Güneşin yakıcı ışıkları altında uyandım uykumdan,
Yemyeşil kaplamış her yeri umutlarım,
Kuşlara selam etmiş,
Cıvıltılar sarmıştı bahçemi…
Yorum Yok