Umut, işkenceyi uzatır…
Uncategorized
Ne babamızın omzunda ağlayabildik
ne de annemiz üzülür diye derdimizi anlatabildik
bizi biz büyüttük
biz öldürdük…
Gömdük içimize ne varsa
anlaşılmasın diye bir de çiçek ettik üzerine;
Altı mezarlık
Alıntı…
Hiçbir yere ait hissedememem yerden mi? Benden mi?
Gezdim bulamadım, yoksa kaybettiğim ben miyim?
Ben bazı şeylere kendimi hiç hazır edemedim. Bildiğim sokaklarda hep biraz farklıymış gibi olan ama aynılığa gömülmüş hislerde yaşadım
Yürüdüğüm sokaklar Kadıköy Beşiktaş değil de Paris olabilirdi belki de, ya da küçük bir köyün ıssız sokakları
Birinde kalabalıklar beni yalnız hissettirirdi, diğerinde gerçekten ıssızlığa gömülmüş o sokaklar
Her şey çok farklı olabilirdi ama bazı şeyler mutlak aynı
Belki de hazır olmamak lazımdı, hazır olmaya çalışmaktı yıpratan, bilmiyorum
Ama her neyse bu içimdeki, yaşananlardan çok yaşanacakların kaygısında, geri döndürülemeyecek şeyin esiri altında
Herkesin bir konuyla ilgili tanımlaması olur ya, benim ki bu, geri dönüşü olmayacak şeylerin korkusu ya da kaygısı yaşamımın merkezine, benden çok daha büyük bir özgüvenle oturuyor
Bense onun izin verdiği alanlarda, yaşamın sanki kontrol edilebilirmiş hissiyle yaşancı hayatlar yaşıyorum
Neyse başta da dedim ya ben bazı şeylere kendimi hiç hazır edemedim, hazır olmamak lazımdı belki de…
Bazen daha yoğun, bazen acı çekerek, bazen umut ederek, bazen tüm umudunu yitirmiş…
Hep bir soru aklımda? Her biri için, her birine;
Beni neden sevmedin?