Browsing Category

Çökmüşlükler

Çökmüşlükler

Bazen söylenecek çok fazla söz yoktur.

Bazen söylenecek çok fazla söz yoktur. Gözlerini kapatmalı, sadece dinlemelisin Barış’ı!

Hatırlarım bugün gibi sessiz geçen son geceyi
Başın öne eğik bir suçlu gibi bana verdiğin hediyeyi
İki küçük kol düğmesi bütün bir aşk hikayesi
İki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda

Akşam olunca sustururum herkesi her her şeyi
Gelir kol düğmelerimin birleşme saati
Usul usul çıkarır koyarım kutuya yan yana
Bitsin bu işkence kalsınlar bir arada

Heyhat sabah gün ışıldar yalnız gece buluşanlar
Yaşlı gözlerle ayrılırlar düğmeler gibi
Bizim gibi bizim gibi ayrılırlar bizim gibi ayrılırlar

Çökmüşlükler

Derlemeler

Bazen çok özlüyorum,
Günler geri getirilemez belki ama yeniden yaşanabilir,
Ama insan bazı hisleri kaybedince içinde,
İşte o zaman eksik olduğunu hücrelerine kadar hissediyor insan

Bazı ödüller çok ağır,
Sanki çok güzel gibi görünür ya dışarıdan,
Aslında neler vermişsindir içinden, en derinlerinden…

Gitti…
Hiçbir şey demeden gitti,
Belki bir kelime dahi hafifletebilirdi yükümü,
Ama hiç bir şey demedi,
Gitmesi gerekiyordu belki de, bilmiyorum…

Gördüm -onu-
Duydum -sesini-
Sevgim -gülüşünü-
Yaşadım -sevgisini-
Hissettim -yokluğunu-
Bekledim -gelişini-
Öldüm -onsuz-

Hiçbir şey söylemeyecek misin? -dedim-
Yok -dedi-
Haklıydı belki -kendince-
Yaşama umudumu yeniden kazanabilirdim -tek bir cümlesiyle-
Ama -demedi-
Sessizce -bekledi-
Döndü -gitti-
O bunu çok iyi yapardı -gitmeyi-

İyi misin derdi hep
Değildim -bilirdi-
Biliyordu o da -aslında-
Ama -gitti-
Yarım kaldı -cümlelerim-
Kaybettim -hislerimi-
Dolmadı bir daha -boşluklarım-
Sadece -sustum-
Hiç susmuyordum aslında -içimde-
Ama duymadı -hiç kimse-
Anlamadılar, anlamıyorlar -biliyordum-
Anlatsam da -değişmezdi-

Bir kış akşamıydı
Yürüyordum sanırım
Ne düşünüyordum hatırlamıyorum
Hissettiğimi hatırlıyorum
Bir boşluk oluşmuştu içimde
Anlamıyordum
Geçecek sanıyordum
Dolacaktı illa ki
İçinde bir boşluk ile nasıl yaşardı ki insan
Her anın bu hisle geçmesi imkansız -gibiydi-
-dolmadı-

Sen benim en iyi arkadaşımsın
-demeyeli o kadar çok zaman oldu ki-
Aslında hiç dememiş bile olabilirim -bu cümleyi-

Ağlamak ne zor -gelirdi-
-değilmiş-

Çökmüşlükler

Belki bir gün dönecekti… Bekledim!

Anlatsa dinlerdim, çözüm bile bulurduk belki de.
Susmayı tercih etti önce,
sonra gitmeyi…
Gitmelere alışmıştım, yadırgamadım,
Sadece sorularıma cevap bulamamak incitmişti yüreğimi…
Seviyor muydu?
Ne istiyordu?
Yanlış olan neydi?
Neden bu duruma gelmiştik?
Neden kaçıp gitmeyi seçmişti ansızın?
Neden susmuştu?

Kalbimdeki mezarlıkta bir yer daha açtım,
Tüm soruları kefenledim… Gömdüm.
Sorularım! Meraklarım! Kirletmemeliydi duygularımı.
Belki bir gün dönecekti…
Bekledim!

Çökmüşlükler

Bazı hisler o kadar uzakta kaldı ki

bazı hisler o kadar uzakta kaldı ki,
hatırlayabilmek için içiyorum her gece,
her seferinde hatırlıyorum da,
sabahına içmişliğin unutkanlığı sarıyor etrafımı…
Sonra bir acı kaplıyor içimi,
Bir sonraki buluşmamız olan içmişlik ertesine kadar…

Çökmüşlükler

Senle bu kadar yakınken, bu çatışmalarımız başka nasıl açıklanabilir ki?

Senle ne zaman konuşmaya kalksak sessizlik kaplıyor çevremizi,
Sarılmak istesek kavga alıyor ardını,
Susmak istesek birden patırtı patlıyor,
Ayrılalım desek sarılırken buluyoruz kendimizi
Uzak kalalım derken baş başayız
Sence de çok saçma değil mi?

Biz senle ne zaman güzel bir vakit geçirmek istesek kara bulutlar biniyor tepemize,
Sen yokken sana şiirler yazıp, yüzüne bağırıp çağırmamı ben de anlayabilmiş değilim,
Konuşman gereken her anda susarken, konuştuğunda hep gitmekten bahsediyor olmanı sen anlayabiliyor musun?

Tepesi görünmeyen gökdelen bir bina ile hemen bitişiğindeki gecekondu gibiyiz
Birbirimize çok yakın ama çok farklıyız,
Uzaktan birbirimizi imrenerek izlerken,
Birbirimizden delicesine korkuyoruz,

İstanbul gibiyiz belki de seninle…
Birimiz parıltılı, şatafatlı sokaklar,
Birimiz hemen arkadaki tekinsiz sokaklar,
Sen sakinliğe özlem duyarken, ben ışıltıya aşığım…
Ama ne senin bu tekinsiz sokağa girecek cesaretin var,
ne benim o ışıltıya girebilecek kimliğim…

Senle bu kadar yakınken,
Uzaktan bu kadar severken birbirimizi,
Bir araya gelemememiz başka nasıl açıklanabilir ki?
Varsa yolu, sen söyle!

Çökmüşlükler

bazı sözler var, söylemesem bana yük, söylesen kıymeti yok!

bazı sözler söylemedikçe içinde yük,
söylesen kıymeti yok

İçimde saklı tuttuklarımdan geliyor sesimdeki duraksamalar
söylemesem bana yük
söylesen kıymeti yok

ben de isterdim her güne bir ilkbahar sabahı heyecanıyla kalkmak
anlatamadıklarım var benim
içime kara bulutlar örüyor her sabah
söylemesem bana yük
söylesen kıymeti yok

Uykuları sevmem, uyumaktan değil,
rüyalar canlı tutuyor hayallerimi
bir ilkbahar sabahına uyanıyorum rüyalarımda,
bir sonbahar rengarenkliğinde koşuyorum,

bazen anlatıyorum rüyalarımda,
kabus derler ya hani işte öyle,
çığlığımı duyamıyorlar,
ben sustukça sesimi ulaştırabiliyorum insanlara,
söylemesem bana yük
söylesen kıymeti yok

Bazenler, Çökmüşlükler

Bazen! Sanki hiç bitmeyecek gibi acılar

Bazen! Sanki hiç bitmeyecek gibi acılar,
Bazense her şey geçmişte kalmış gibi…

İyi hissettiğinde her şey çözülmüş gibi geliyor,
Oysa ki çöküntüler yine gelecektir, hem de ansızın!

Hani çok mutluyken
birden dona kalırsın da
içine karanlık çöker ya!
İşte öyle bazen…